Düşük emisyonlu hibrit SUV'lar, içten yanmalı motorların ve elektrik motorlarının avantajlarını birleştirerek zararlı egzoz emisyonlarını en aza indirgeyerek, yakıt tasarrufu, çevresel sorumluluk ve kullanışlılık arasında denge arayan sürücüler için ikna edici bir seçenek olarak öne çıkmıştır. Bu araçlar, düşük hızda sürüş ve kısa mesafeli yolculuklar için elektrik gücünden yararlanarak benzin kullanımını azaltmakta, dolayısıyla karbondioksit (CO2), azot oksitler (NOx) ve partikül madde emisyonlarını azaltmaktadır; bu maddeler hava kirliliği ve iklim değişikliğinin temel nedenlerindendir. Günümüzde birçok düşük emisyonlu hibrit SUV, Avrupa'da Euro 6 veya Amerika Birleşik Devletleri'nde Kaliforniya Hava Kaynaklı Kirletme Kontrol Kuruluşu'nun (CARB) Ultra Düşük Emisyonlu Araç (ULEV) standartlarını karşılamakta veya aşmaktadır; bu da onlara vergilendirme avantajları veya şehir alanlarındaki düşük emisyonlu bölgelere erişim hakkı gibi teşvikler sağlayabilmektedir. Çevresel avantajlarının ötesinde, bu hibrit SUV'lar genellikle kombine sürüşte 30-40 mil/galon (mpg) gibi yakıt ekonomisi sunar ve bu da geleneksel sadece benzinli SUV'lara kıyasla pompa masraflarında önemli ölçüde tasarruf sağlar. Teknolojik gelişmeler aynı zamaya performanslarını artırmıştır: modern hibrit sistemler, elektrik ve benzinli güç arasında sorunsuz geçişler sunarak gücün ve hızlanmanın kesintiye uğramadan sürdürülebilirliğini sağlamaktadır. Yavaşlama sırasında enerjiyi geri kazanan ve bataryayı şarj eden rejeneratif fren sistemi gibi özellikler de verimliliği daha da artırmaktadır. Düşük emisyonlu hibrit SUV'lar değerlendirilirken, sürüş koşullarının performansı etkileyebileceğini göz önünde bulundurarak EPA (veya eşdeğer) emisyon değerlerinin yanı sıra gerçek dünya yakıt ekonomisi verilerine bakmak önemlidir. Popüler modeller genellikle kompakttan orta boyutlara kadar çeşitli boyutlarda sunulmakta olup günlük ulaşım, aile gezileri veya hafif çekme işlevlerine kadar çeşitli ihtiyaçlara hizmet etmektedir. Sürdürülebilirlik konusundaki endişeler arttıkça, düşük emisyonlu hibrit SUV'lar da popülerliğini sürdürmekte, SUV'ların bilinen çok yönlülük ve konfor avantajlarını elden bırakmadan karbon ayak izini azaltmada uygulanabilir bir adım sunmaktadır.